aVaRMuRaT Suskunluğumuz korkumuzdan değil asaletimizdendir.
 
ORTATEPE KÖYÜ ve DAGISTAN KÜLTÜRÜ HAKKINDA KISACA
Sözler bazen bir hazine bazen dermansız bir dert tipi  
  Ana Sayfa
  İmam Şamil in Ataları
  imam Gazi Muhammed
  İmam Hamzat Beg
  İMAM ŞAMİL
  Hacı Murat
  Muhammed Emin Paşa
  Şeyh Cemalettin Gazi Kumuki
  Ömer Ziyauddin i Dagıstani
  KAFKASYA
  AVARCA HAKKINDA
  AVARCA DİLBİLGİSİ
  RESİM GALERİSİ (avar)
  DAGISTAN
  MAHAÇKALE
  ŞEYH ŞAMİL'İN KÖYÜNDE
  Türkiyede ki Dagıstan Köyleri
  => Esadiye Köyü
  => Güneyköy
  => İslamsor Köyü
  ORTATEPE KÖYÜ
  ORTATEPE GENÇLERİ
  Yemeklerimiz
  ÇEÇENİSTAN
  Reklamlar
  BİRAZDA GÜLELİM
  Dost Siteler
  özlü sözler 1
  Resimli Şiirler
  Hayatı Güzelleştirme Kuralları
  Telefon mesajları - Dostluk
  Hangi gün doğdunuzu hesaplayın
  Çeçenistan Vidyoları
  Komik Vidyolar
  Kafkas Vidyoları
  Avarca Şiir Videoları
  AVARCA KLİPLER
  AVARCA ÇİZGİ FİLMLER
  AVARCA TİYATRO
  TATLI VE DÜĞÜN VİDYOLARI
  BAYRAM VİDYOLARI
  ömer ünsal videolar
  KÖYDEN KARIŞIK VİDYOLAR
  RESİMLİ ORTATEPE KÖYÜ VİDEOLARI
  DİNİ KONULAR
  Anketler
  KPSS ANAYASA
  Kadınlar
  Erkekler
  Çocuk Eğitimi Üzerine
  Eğitim Sisteminin Çarkına Düşmeden
  Hayatın Farkına Varanlar
  Yılları Heba Etmeden
  TM'DEN TMT'YE MÜCAHİT RAUF DENKTAŞ
  Canım Annem
  Mülakat Soruları
  SİZLERDEN GELENLER
  ŞİİRLER
  ARICILIK KURSU SORULARI
  Ziyaretçi defteri
aVaRMuRaT
Esadiye Köyü

  

Yalova İli Merkez İlçesi

ESADİYE KÖYÜ

 

Esadiye Köyü: Dağıstan’dan göç ederek gelen Avarlar tarafından kurulmuş. Köyün ilk kuruluşu 1892 yılında 10–15 hane ile başlandığı söylenir. Daha sonra Dağıstan’dan her yıl gibi gelen göçlerle 90 haneye ulaşmış.

 

Esadiye Köyü, ilk kurulduğu yıllarda komşuları ve yöre halkı tarafından “Dağıstan Köy” diye anılıyormuş. “Esadiye Köyü” isminin nereden geldiği, iki şekilde rivayet edilir. Birincisi, köyün Yalova-Bursa yolu güzergâhında bir karakol görevi yapması ile Padişah tarafından, aslanlar anlamına gelen ‘Esadiye’ ismini verdiği. İkincisi ise, ‘Esad’ adındaki bir Paşanın kendi ismini "Esad’iye" verdiği söylenir.

 

Esadiye Köyü, kuruluş yıllarından Kurtuluş savaşına kadar geçen süre içinde konumu itibarıyla bir karakol görevi yapmış. O tarihler Osmanlı İmparatorluğunun iyice zayıfladığı bir dönemdi. Bunu fırsat bilen yerli Ermeni ve Rum çeteleri baskınlar düzenleyerek Müslüman halka eziyet ederek malını canını gasp ediyorlardı. Bu durumda Esadiyeliler de çevre köylerle birlikte kendilerini savunmak için çeteler kurarak karşı tedbir aldılar.

 

Yunan ordusunun Anadolu’yu işgal etme emelleri, batının da desteği ile Ege’den başlayarak Marmara’ya ulaştığında, Yalova da bu işgalden nasibini almıştı. Bu defa yerli Ermeni ve Rumlar büsbütün azarak Yunan ordusu ile birlikte katliamlara varan eziyetlere başlamış.

 

Bu durumda, eldeki derme çatma silahlarla düşmanın tam teçhizatlı ordusuna karşı koymak imkânsız hale gelmiş. Çaresiz kalan yöre halkına ve çevre köylere gizlice haber salan Şeyh Şerafettin Hazretleri,  uyarısına uyan 5–6 köy halkını Güney köyüne toplayıp bir gece gizlice yola çıkarak lapa lapa yağan karın altında Adapazarı-Geyve’ye gitmişler (20 Mart 1921).

 

Çevre köylerle birlikte yaşana bu göç olayında Esadiye köyü halkı da Dağıstan göçünden sonra ikinci bir zorunlu göçü yaşamış. Adapazarı’na vardıklarında eli silah tutan herkes Mustafa Kemal’in başlattığı Kurtuluş Savaşına katılarak, düşmanı vatanımızdan söküp atana kadar savaşmışlar. Yaklaşık bir buçuk yıl kaldıktan sonra ve Kurtuluş savaşının sona ermesi ile tekrar köye dönülmüş.

 

Yunan askeri kaçarken her tarafta yaptıkları gibi,  Esadiye köyünü de yakıp yıkmışlar. Birinci dünya harbi ve Kurtuluş savaşı yıllarına kadar 90 hane olan Esadiye Köyü, bu savaşlardan sonra 40 haneye düşmüş. Buna neden ise, harplerde şehit düşerek eksilen haneler ve savaş yıllarında gittikleri yeri mesken tutarak dönmeyen bazı haneler olduğu söylenir.

 

Esadiye Köyü halkı 1950’li yıllara kadar, köyde çiftçilik ve hayvancılıkla geçimini temin ediyordu. Bu tarihten sonra, köyden kente göç başladı. Bunun nedenleri ise, köy arazisinin kıraç ve verimsiz olması, dolayısıyla geçim zorlaştığından kentlere göç de kaçınılmaz olmuştur. Köyden kente göçler çoğunlukla Yalova’ya olmuş, bunun yanı sıra diğer vilayetlerde ve yurt dışında da birçok Esadiyeli bulunmaktadır.

 

1940’lı yıllarda Karadeniz yöresinden göç ederek gelen iki hane Esadiye köyüne yerleşmiş, 1970’li yıllar itibarı ile de ülkemizin her yöresinden gelerek köye yerleşen yaklaşık yirmi hane bulunmaktadır. Bunların çoğu yazlıkçı olup, bazısı kışın da köyde ikamet etmekteler.

 

Esadiye Köyü halen 75 hane olup, ayrıca Bağlar mevkiinde kooperatif evleri olarak yapılmakta olan Öğretim Üyelerinin kırk kadar konutu ve Köy içi Mevkiindeki Sinema ve Ses sanatçılarının yedi adet ahşap villaları da bitmek üzeredir.

 

     Yalova-Bursa karayolu güzergâhında bir orman köyü olan Esadiye Köyü, Yalova’ya 10 Km. Bursa’ya 60 Km. mesafededir. Arazisinin engebeli ve kıraç olması ile tarıma pek elverişli değildir. Fakat bir orman köyü olan Esadiye köyü, havası, suyu ve tabii güzelliği ile güzel bir sayfiye köyüdür

Dost Siteler  
 

SİTEYİ NASIL BULDUNUZ
SÜPER
EH İŞTE
GÜZEL
İDARE EDER
İYİ DEĞİL

(Sonucu göster)


 
ORTATEPE KÖYÜ TARİHİ  
  600 yıllık Osmanlı imparatorluğunun ileri uç kalesi olan Kafkasya’nın Dağıstan bölgesinde yaşayan atalarımız İmparatorluğun zaafiyete uğramasıyla 19.yüzyılda amansız bir Rus istilasına maruz kalmışlardır.Her türlü imkansızlığa rağmen,sayı ve silah bakımından kuvvetli olan Rus ordularına karşı din,namus,vatan ve haysiyetleri uğruna cihat ilan eden Şeyh Şamil önderliğinde 36 yıl gibi uzun bir süre kahramanca savaşan atalarımız,Osmanlı İmparatorluğundan beklenilen yardım kendilerine zamanında ulaşmaması nedeniyle gelişen olumsuz şartlar nedeniyle istemeyerek mücadeleyi bırakmak zorunda kalmışlardır. Ancak Rus esaretinde yaşamaktansa kutsal topraklar addettikleri Osmanlı İmparatorluğuna göç etmeyi tercih eden atalarımız 1859 yılından itibaren akın,akın göç etmeye başlamış ve yazın Kahramanmaraş ili Göksun ilçesinin 5 Km kuzeyinde yer alan Deve Mağarasında konaklamışlar , kışın ise Andırın üzerinden Adana Çukurova Ovası göç etmişler ve şekilde 5 yıl göçebe hayatı yaşamışlarıdır.

Kafkasya’da yüksek dağların eteğinde bulunan yaylalarda yaşamaya alışmış olan bu insanlar ; aşırı sıcak ve sivrisineği ile ün salmış Çukurovasında yaşamaktansa anavatanlarındaki yaşam tarzlarına uygun olan Göksun ovalarında yaşayıp yerleşmeyi tercih etmişlerdir .O zamanlardaki isimleriyle Tetir, Kırcainek ve Hevlekli dağlarının ortasında yer alan tepenin eteklerinden arazi satın almışlar ve1862 yılında yerleşik hayata geçmek amacıyla ilk evin temelinin atmışlardır.Yerleşim yeri olarak seçilen tepenin yukarıda bahsedilen dağların arasında yer almasından dolayı Ortatepe denilmesi nedeniyle aynı isim köyede verilmiştir.Kuralan köyün ismi o tarihten itibaren Ortatepe olmuştur.Müslüman müslümanın kardeşidir pirensibiyle atalarımıza kucak açan Anadolu insanlarının yardım ve destekleriyle bu toprakları yurt edinmişlerdir.Ortatepe köyü işte bu yiğit insanların kurduğu ve halen torunlarının yerleşik halde yaşadığı şirin bir köydür.
 
ORTATEPE KÖYÜ ANA DİLİ  
  Ortatepe Köylülerinin ana dili şu anda Dağıstan’da konuşulmakta olan Avar Dili’dir.Anadillerinde kendilerini Maarulav (Dağlı) olarak adlandıran Ortatepeliler Kafkasyanın yerli halklarından olan Avarlardandır.Köyde sürekli ikamet edenlerin tamamı Avar kökenlidir. Değişik amaçla köye gelenlerin geçici meskenlerde yaşadıkları ve işlerinin bitiminde köyden ayrıldıkları görülür.Köyde hala anadil olan Avarca konuşulmakta olup, yeni nesilde azalan oranda anadillerini kullanma eğilimi görülmektedir.Bu şekilde devam etmesi halinde yakın tarihte Avarca’nın unutulması kaçınılmaz görülmektedir. İLK KÖYÜ KURANLAR Köyü ilk kuranlar 16 kişi idiler.bunların bilinen önde gelenleri ise1859 yılında başlayan göçle birlikte Göksun ovasına gelen Abdulkerim, Davut, Ali, Hacımehmet, Ramazan, İsmail, Mehmet ve Şamsu aileleridir.Bir kaç ailede 93 harbinden sonra gelmişlerdir.  
ORTATEPE KÖYÜ EKONOMİK DURUMU  
  1980 yılına kadar tarım ve hayvancılıkta önemli bir yere sahip olan Ortatepe Köyü ,son zamanlarda gençlerin eğitim ve kendi işlerini kurmak amacıyla köyden ayrılmaları ve bir daha geri dönmemeleri nedeniyle köyde tarım hayvancılık eski cazibesini kaybetmiştir.Ancak köyde yerleşik olarak hayatlarını sürdürenler küçük çaplı olsa da tarla bitkileri ve hayvancılık üzerine çalışmalarını sürdürmektedirler.Köyün ekonomik olarak gelişmesi için alışılagelmiş tarla bitkileri ekimi yerine meyvacılık ve sebzeciliğe yönelmesi ve klasik hayvancılık yerine modern besi ve mandracılığa meyil etmesi arzu edilmekte bu alanda çalışmalar sürdürülmektedir.Bunun yanı sıra tarım ve hayvancılığa dayalı sanayi yatırımlarının yapılması için araştırma ve fizibilite çalışamları yapılmaktadır.  
ORTATEPE KÖYÜNDE ALT YAPI  
  Köyde 1980 yılından itibaren elektrik verilmiş bulunmaktadır. Her iki mahalleye 1965 ve 1970 yıllarında ikişer çeşme yapılmış daha sonra bu çeşmelere gelen suyun yetersiz ve sağlıksız olması nedeniyle 1990 yılında tekrar yeni bir su şebekesi yapılmış olup, her evde son derece sağlıklı ve kaliteli içme suyu bulunmaktadır. 1998 yılında ise her eve sabit telefon hizmeti ve 2006 yılından itibaren hızlı internet hizmeti verilmiştir. Ayrıca köyümüzde 1999 yılından itibaren Telsim, 2000 yılından itibaren Avea ve kısmen olsa da 2001 yılından itibaren Turkcell kapsama alanına girmiş bulunmaktadır.Köyü ilçeye bağlayan yol ise 2002 yılında asfaltlanmış bulunmaktadır.
Gerek ilçeye yakın olması ,gerekse uygun coğrafik ve iklim şarlarının yanı sıra bütün kamu hizmetlerinin eksiksiz olarak verilmiş olması nedeniyle Ortatepe Köyü yaşanmaya değer bir safiye yeri olup ,gün geçtikçe emeklilerimizin ilgi odağı haline gelmektedir.Her yıl düzenlenen Geleneksel Bahar Bayramı, köyün birlik beraberliği ile gelişimine katkı sağladığı görülmektedir.
 
Bu dilden firar eden her söz Yaydan çıkmış ok gibi Kelimeler bazen bir hazine Bazen dermansız bir dert tipi Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol