|
 |
|
Sözler bazen bir hazine bazen dermansız bir dert tipi |
|
|
|
|
|
 |
|
Muhammed Emin Paşa |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
İMAM ŞAMİL İN ÇERKEZİSTAN NAİBİ
MUHAMMED EMİN PAŞA http://daghestan.tr.gg/------Ana-Sayfa.htmMuhammed Emin, 1818'de Dağıstan’ın Gunib vilayetine bağlı Honoda köyünde doğdu. Küçük yaşta medrese tahsiline başladı, iyi bir alim olarak yetişen Muhammed Emin, Kur’anı kerimi de hıfzetti. Gençliğinde adım adım dolaştığı Kafkasya ve Küçük Asya hakkında çok iyi bilgi sahibiydi. 1836'da henüz 18 yaşında iken Şamil'in müritlerine katıldı. Kısa sürede başarıdan başarıya koşan Muhammed’e İmam Şamil “Emin” unvanını vererek taltif etti ve ondan sonra Muhammed’in adı ‘Muhammed Emin’ oldu. Daha sonra Şamil tarafından Batı Kafkasya'daki Kuban ötesi bölgeye Naib atandı(1848). Muhammed Emin Batı Kafkasya'ya varır varmaz Çerkez kabileleri arasında, Çar hükümetine karşı yürütülen savaş hakkında vaazlar vermeye başladı.
http://daghestan.tr.gg/------Ana-Sayfa.htm Kanunlar çıkartıp tek tip bir yönetim şekli teşkil etti ve düzenli bir ordu meydana getirdi. Müridiz mi Çerkez kabileleri arasında yerleştirmeye yönelik bir siyaset güden Muhammed Emin, Şamil'in imamlığına birçok yönden benzeyen bir yönetim sistemi oluşturdu. İki topla takviye edilmiş üç yüz "murtazek" savaşçısından oluşan bir muhafız birliğinin savunduğu bir kulede ikamet ediyordu. Muhammed Emin birbiriyle zayıfça birleşmiş Çerkez kabilelerini yönetirken askeri birliklerine güveniyordu.
http://daghestan.tr.gg/------Ana-Sayfa.htm Muhammed Emin'in liderliğindeki dağlılar, Çar Hükümetine karşı yürüttükleri şiddetli savaşta, Rus birlikleri tarafından istila edilen bölgeye yalnız 1849 yılı içerisinde 101 akın düzenlediler. Rus birlikleri Kırım Savaşı sırasında Karadeniz Hattı üzerindeki bütün istihkâmların, dağlıların baskısıyla geri çekmek zorunda kaldılar. http://daghestan.tr.gg/------Ana-Sayfa.htmAskeri fonksiyonları olan "Halk Meclisleri" kurdu. Yönetimi altındaki halkı her biri yüz aileyi içine alan cemaatlere böldü. Bunlar seçilmiş yaşlılar tarafından yönetilmekteydi. Her biri bir Müftü ve üç Kadıdan oluşan merkezi idareli dört bölge organize etti.
Muhammed Emin de Şamil gibi halkı ticarete teşvik ediyordu.
http://daghestan.tr.gg/------Ana-Sayfa.htm Muhammed Emin Çerkez beylerine şiddetli akınlar düzenledi. Yerel Feodal beyleriyle mücadele etmesindeki amaç bütün Kuban ötesi kabilelerini tek bir birlik altında toplamaktı. Şamil'in Batı Kafkasya'daki Valisi olarak görünmekteydi. Ama gerçekte, Kuban'dan Abhazya'ya kadar olan bölgedeki tüm Çerkezlerin yöneticisiydi. Rus kordonunu yarıp Şamil'le birleşmeyi çok istiyordu ve birkaç kez harekete geçti ama başarılı olamadı. Şamil güçlü olduğu sürece Muhammed Emin de zaferler kazandı ama Şamil'in ele geçirilmesinden sonra Çar'ın orduları tarafından sarıldı. Emin'in Türkiye Sultanı tarafından tayin olunan yerel prens Sefer Bey'le yaptığı savaş Çerkes kabilelerinin gücünü zayıflatmıştı.
http://daghestan.tr.gg/------Ana-Sayfa.htm Emin, Şamil'in düşmesinden hemen sonra 20 Kasım 1859'da kuşatma altına alındı. Fakat bu bile Kafkasya'daki savaşa bir son vermedi. Hemen hemen beş yıl, her yönden kuşatılan dağ kabileleri kahramanca direndikleri Çar'a karşı inatçı bir mücadele sürdürdüler. 1859'dan sonra 70 tabur, bir ağır süvari tümeni, 20 kazak alayı ve 100 top dağlılara karşı yönlendirildi. 60'lı yılların başına kadar Batı Kafkasya ile mücadele sona ermemişti.
http://daghestan.tr.gg/------Ana-Sayfa.htm Oluşturduğu 80.000 kişilik güçlü Birleşik Kafkasya Ordusuyla, tam l2 yıl kat kat üstün Rus kuvvetlerine karşı ülkenin birliğini ve bağımsızlığını savundu. Yayılmacı Rus ordularına vurduğu ağır darbeler ve başarılı çalışmalarından dolayı kendisine Osmanlı Padişahı Abdülmecit tarafından "PAŞA" unvanı verildi. İmam Şamil'in 1859 yılında Gunip kalesinde teslim olmak zorunda kalmasının ardından o da savaşı sürdürmenin anlamı kalmadığına karar verdi. Şamil ile görüştükten sonra, ailesiyle birlikte 1860'lı yıllarda Türkiye'ye göç etti. Emin Paşa'nın en büyük arzusu, Türklerden oluşan büyük bir birlik ile tekrar Kafkasya'ya dönüp Ruslarla savaşmaktı. Fakat bu arzusuna kavuşamadan 8 Nisan 1901 tarihinde, 83 yaşında Bursa'ya bağlı Armutköy'de vefat etti.
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
Dost Siteler |
|
|
|
|
|
 |
|
ORTATEPE KÖYÜ TARİHİ |
|
|
|
|
|
|
600 yıllık Osmanlı imparatorluğunun ileri uç kalesi olan Kafkasya’nın Dağıstan bölgesinde yaşayan atalarımız İmparatorluğun zaafiyete uğramasıyla 19.yüzyılda amansız bir Rus istilasına maruz kalmışlardır.Her türlü imkansızlığa rağmen,sayı ve silah bakımından kuvvetli olan Rus ordularına karşı din,namus,vatan ve haysiyetleri uğruna cihat ilan eden Şeyh Şamil önderliğinde 36 yıl gibi uzun bir süre kahramanca savaşan atalarımız,Osmanlı İmparatorluğundan beklenilen yardım kendilerine zamanında ulaşmaması nedeniyle gelişen olumsuz şartlar nedeniyle istemeyerek mücadeleyi bırakmak zorunda kalmışlardır. Ancak Rus esaretinde yaşamaktansa kutsal topraklar addettikleri Osmanlı İmparatorluğuna göç etmeyi tercih eden atalarımız 1859 yılından itibaren akın,akın göç etmeye başlamış ve yazın Kahramanmaraş ili Göksun ilçesinin 5 Km kuzeyinde yer alan Deve Mağarasında konaklamışlar , kışın ise Andırın üzerinden Adana Çukurova Ovası göç etmişler ve şekilde 5 yıl göçebe hayatı yaşamışlarıdır.
Kafkasya’da yüksek dağların eteğinde bulunan yaylalarda yaşamaya alışmış olan bu insanlar ; aşırı sıcak ve sivrisineği ile ün salmış Çukurovasında yaşamaktansa anavatanlarındaki yaşam tarzlarına uygun olan Göksun ovalarında yaşayıp yerleşmeyi tercih etmişlerdir .O zamanlardaki isimleriyle Tetir, Kırcainek ve Hevlekli dağlarının ortasında yer alan tepenin eteklerinden arazi satın almışlar ve1862 yılında yerleşik hayata geçmek amacıyla ilk evin temelinin atmışlardır.Yerleşim yeri olarak seçilen tepenin yukarıda bahsedilen dağların arasında yer almasından dolayı Ortatepe denilmesi nedeniyle aynı isim köyede verilmiştir.Kuralan köyün ismi o tarihten itibaren Ortatepe olmuştur.Müslüman müslümanın kardeşidir pirensibiyle atalarımıza kucak açan Anadolu insanlarının yardım ve destekleriyle bu toprakları yurt edinmişlerdir.Ortatepe köyü işte bu yiğit insanların kurduğu ve halen torunlarının yerleşik halde yaşadığı şirin bir köydür. |
|
|
|
|
|
 |
|
ORTATEPE KÖYÜ ANA DİLİ |
|
|
|
|
|
|
Ortatepe Köylülerinin ana dili şu anda Dağıstan’da konuşulmakta olan Avar Dili’dir.Anadillerinde kendilerini Maarulav (Dağlı) olarak adlandıran Ortatepeliler Kafkasyanın yerli halklarından olan Avarlardandır.Köyde sürekli ikamet edenlerin tamamı Avar kökenlidir. Değişik amaçla köye gelenlerin geçici meskenlerde yaşadıkları ve işlerinin bitiminde köyden ayrıldıkları görülür.Köyde hala anadil olan Avarca konuşulmakta olup, yeni nesilde azalan oranda anadillerini kullanma eğilimi görülmektedir.Bu şekilde devam etmesi halinde yakın tarihte Avarca’nın unutulması kaçınılmaz görülmektedir. İLK KÖYÜ KURANLAR Köyü ilk kuranlar 16 kişi idiler.bunların bilinen önde gelenleri ise1859 yılında başlayan göçle birlikte Göksun ovasına gelen Abdulkerim, Davut, Ali, Hacımehmet, Ramazan, İsmail, Mehmet ve Şamsu aileleridir.Bir kaç ailede 93 harbinden sonra gelmişlerdir. |
|
|
|
|
|
 |
|
ORTATEPE KÖYÜ EKONOMİK DURUMU |
|
|
|
|
|
|
1980 yılına kadar tarım ve hayvancılıkta önemli bir yere sahip olan Ortatepe Köyü ,son zamanlarda gençlerin eğitim ve kendi işlerini kurmak amacıyla köyden ayrılmaları ve bir daha geri dönmemeleri nedeniyle köyde tarım hayvancılık eski cazibesini kaybetmiştir.Ancak köyde yerleşik olarak hayatlarını sürdürenler küçük çaplı olsa da tarla bitkileri ve hayvancılık üzerine çalışmalarını sürdürmektedirler.Köyün ekonomik olarak gelişmesi için alışılagelmiş tarla bitkileri ekimi yerine meyvacılık ve sebzeciliğe yönelmesi ve klasik hayvancılık yerine modern besi ve mandracılığa meyil etmesi arzu edilmekte bu alanda çalışmalar sürdürülmektedir.Bunun yanı sıra tarım ve hayvancılığa dayalı sanayi yatırımlarının yapılması için araştırma ve fizibilite çalışamları yapılmaktadır. |
|
|
|
|
|
 |
|
ORTATEPE KÖYÜNDE ALT YAPI |
|
|
|
|
|
|
Köyde 1980 yılından itibaren elektrik verilmiş bulunmaktadır. Her iki mahalleye 1965 ve 1970 yıllarında ikişer çeşme yapılmış daha sonra bu çeşmelere gelen suyun yetersiz ve sağlıksız olması nedeniyle 1990 yılında tekrar yeni bir su şebekesi yapılmış olup, her evde son derece sağlıklı ve kaliteli içme suyu bulunmaktadır. 1998 yılında ise her eve sabit telefon hizmeti ve 2006 yılından itibaren hızlı internet hizmeti verilmiştir. Ayrıca köyümüzde 1999 yılından itibaren Telsim, 2000 yılından itibaren Avea ve kısmen olsa da 2001 yılından itibaren Turkcell kapsama alanına girmiş bulunmaktadır.Köyü ilçeye bağlayan yol ise 2002 yılında asfaltlanmış bulunmaktadır.
Gerek ilçeye yakın olması ,gerekse uygun coğrafik ve iklim şarlarının yanı sıra bütün kamu hizmetlerinin eksiksiz olarak verilmiş olması nedeniyle Ortatepe Köyü yaşanmaya değer bir safiye yeri olup ,gün geçtikçe emeklilerimizin ilgi odağı haline gelmektedir.Her yıl düzenlenen Geleneksel Bahar Bayramı, köyün birlik beraberliği ile gelişimine katkı sağladığı görülmektedir.
|
|
|
|
|