|
 |
|
Sözler bazen bir hazine bazen dermansız bir dert tipi |
|
|
|
|
|
 |
|
Güneyköy |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Yalova İli Merkez İlçesi
GÜNEY KÖYÜ
Güney Köyü Yalova Merkez İlçesi’nin güneyinde samanlı Dağları arasındaki küçük bir düzlüğe 1880 li yılların başında kurulmuştur. 1878 Osmanlı – Rus savaşı (93) harbi) öncesinde Dağıstan’dan Sibirya’ya sürülen ve daha sonra kaçarak İstanbul’a gelen Şeyh Muhammed Medeni Başkanlığındaki 10-15 ailenin o zamanlar sazlık ve bataklık haldeki bu alana kurarak oluşturduğu bu ilk yerleşim zamanla 750 hanelik büyük ve planlı bir köy haline gelmiştir.
İlk adı “ALMALİ” (Elma Alanı) olan köy, köy halkının birlik ve beraberliği ile İMECE şeklindeki çalışmalarla o dönemlerde YALOVA ve ORHANGAZİ gibi çevre merkezleri bile geride bırakan önemde “eğitim, kültür ve ticaret merkezi” haline gelmiştir.
Bu arada Osmanlı Padişahı V. Mehmet Reşat’ın özel ilgisi, köyün imarı ve gelişimine katkıları nedeniyle köyün Almali olan adı REŞADİYE olarak değiştirilmiş, 1934 yılına kadar da bu adla anılmıştır. Bu yıldan sonra adı bir kez daha değiştirilerek GÜNEY KÖYÜ olmuştur.
Köyün hiç yoktan kurulup böyle büyük ve çevresinde saygın ve etkili EĞİTİM-KÜLTÜR ve TİCARET MERKEZİ kimliğini kazanmasının kuşkusuz “eğitim ve öğretime verilen önemle” ilişkisi olsa gerekir. Kuruluş döneminin başlarında bile 3 cami, v.b. çağına göre ileri sayılacak sosyal özellikleri, halen çevresindeki yerleşim yerlerindeki insanlar tarafından anlatılan özelliklerindendir. O döneme göre üstün sosyal yaşamı ve var olan eğitim kurumlarında yetişenlerin başta dini etkiler olmak üzere birçok yönden kültürel etkinlikleri “köyün her dönemde önderlik yapan bir merkez” kimliğini geliştirmiştir.
Bu özel kimliği ile en parlak yıllarını 1920’lere kadar sürdüren köy 1912 Balkan Savaşı’na hazırlık “Seferberliği”ne 300 gönüllü ile katılmış, bu gönüllülerin Balkan Savaşı, I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı sonrasında %95’i şehit olmuştur. Bu olay ile Kurtuluş Savaşı yıllarında uğradığı Yunan İşgali öncesi yaşanan “muhacirlik” köyün gelişimini ve özelliklerinin devamını engelleyen en önemli unsurlardır.
Muhacirlik yıllarını Adapazarı-Geyve (Sakarya Vadisi) dolaylarında geçiren köy halkı Kurtuluş Savaşı sonrasında köyüne dönünce yanmış-yıkılmış bir köy ile yeniden ormana dönüşmüş tarım alanlarıyla karşılaşınca “köyden kente göç” olgusunu yaşamaya başlamıştır.
Köy halkı 1922 yılında köye dönüşünde tarumar bir haldeki köyünü gene elbirliği ile yeniden imar etmeye başlamış her alanda birlik ve beraberlik içinde çalışarak Cumhuriyet Döneminde de köyün eski merkezi kimliği özelliğini sürdürmeye çalışmıştır. Bu özelliğini de birçok yüksek rütbeli asker, bürokrat ve siyasi kimliği ile sivrilen kişileri yetiştirerek kanıtlamıştır.
Giderek artan "Göç" olgusu sonucunda nüfusuazalmış 1980 sayımında 438 kişi ile en alt düzeyine inmiştir. 1985 ve sonraki sayımlarda meydana gelen artışlarla ve köyde görülen modern yapılaşma örnekleri ile göç olgusunun tersine döndüğü, bu sefer "Kentten Köye Göç" olgusunun yaşandığı anlaşılmaktadır. 2002 yılı sayım sonucu 660 kişidir |
|
|
|
|
|
|
 |
|
Dost Siteler |
|
|
|
|
|
 |
|
ORTATEPE KÖYÜ TARİHİ |
|
|
|
|
|
|
600 yıllık Osmanlı imparatorluğunun ileri uç kalesi olan Kafkasya’nın Dağıstan bölgesinde yaşayan atalarımız İmparatorluğun zaafiyete uğramasıyla 19.yüzyılda amansız bir Rus istilasına maruz kalmışlardır.Her türlü imkansızlığa rağmen,sayı ve silah bakımından kuvvetli olan Rus ordularına karşı din,namus,vatan ve haysiyetleri uğruna cihat ilan eden Şeyh Şamil önderliğinde 36 yıl gibi uzun bir süre kahramanca savaşan atalarımız,Osmanlı İmparatorluğundan beklenilen yardım kendilerine zamanında ulaşmaması nedeniyle gelişen olumsuz şartlar nedeniyle istemeyerek mücadeleyi bırakmak zorunda kalmışlardır. Ancak Rus esaretinde yaşamaktansa kutsal topraklar addettikleri Osmanlı İmparatorluğuna göç etmeyi tercih eden atalarımız 1859 yılından itibaren akın,akın göç etmeye başlamış ve yazın Kahramanmaraş ili Göksun ilçesinin 5 Km kuzeyinde yer alan Deve Mağarasında konaklamışlar , kışın ise Andırın üzerinden Adana Çukurova Ovası göç etmişler ve şekilde 5 yıl göçebe hayatı yaşamışlarıdır.
Kafkasya’da yüksek dağların eteğinde bulunan yaylalarda yaşamaya alışmış olan bu insanlar ; aşırı sıcak ve sivrisineği ile ün salmış Çukurovasında yaşamaktansa anavatanlarındaki yaşam tarzlarına uygun olan Göksun ovalarında yaşayıp yerleşmeyi tercih etmişlerdir .O zamanlardaki isimleriyle Tetir, Kırcainek ve Hevlekli dağlarının ortasında yer alan tepenin eteklerinden arazi satın almışlar ve1862 yılında yerleşik hayata geçmek amacıyla ilk evin temelinin atmışlardır.Yerleşim yeri olarak seçilen tepenin yukarıda bahsedilen dağların arasında yer almasından dolayı Ortatepe denilmesi nedeniyle aynı isim köyede verilmiştir.Kuralan köyün ismi o tarihten itibaren Ortatepe olmuştur.Müslüman müslümanın kardeşidir pirensibiyle atalarımıza kucak açan Anadolu insanlarının yardım ve destekleriyle bu toprakları yurt edinmişlerdir.Ortatepe köyü işte bu yiğit insanların kurduğu ve halen torunlarının yerleşik halde yaşadığı şirin bir köydür. |
|
|
|
|
|
 |
|
ORTATEPE KÖYÜ ANA DİLİ |
|
|
|
|
|
|
Ortatepe Köylülerinin ana dili şu anda Dağıstan’da konuşulmakta olan Avar Dili’dir.Anadillerinde kendilerini Maarulav (Dağlı) olarak adlandıran Ortatepeliler Kafkasyanın yerli halklarından olan Avarlardandır.Köyde sürekli ikamet edenlerin tamamı Avar kökenlidir. Değişik amaçla köye gelenlerin geçici meskenlerde yaşadıkları ve işlerinin bitiminde köyden ayrıldıkları görülür.Köyde hala anadil olan Avarca konuşulmakta olup, yeni nesilde azalan oranda anadillerini kullanma eğilimi görülmektedir.Bu şekilde devam etmesi halinde yakın tarihte Avarca’nın unutulması kaçınılmaz görülmektedir. İLK KÖYÜ KURANLAR Köyü ilk kuranlar 16 kişi idiler.bunların bilinen önde gelenleri ise1859 yılında başlayan göçle birlikte Göksun ovasına gelen Abdulkerim, Davut, Ali, Hacımehmet, Ramazan, İsmail, Mehmet ve Şamsu aileleridir.Bir kaç ailede 93 harbinden sonra gelmişlerdir. |
|
|
|
|
|
 |
|
ORTATEPE KÖYÜ EKONOMİK DURUMU |
|
|
|
|
|
|
1980 yılına kadar tarım ve hayvancılıkta önemli bir yere sahip olan Ortatepe Köyü ,son zamanlarda gençlerin eğitim ve kendi işlerini kurmak amacıyla köyden ayrılmaları ve bir daha geri dönmemeleri nedeniyle köyde tarım hayvancılık eski cazibesini kaybetmiştir.Ancak köyde yerleşik olarak hayatlarını sürdürenler küçük çaplı olsa da tarla bitkileri ve hayvancılık üzerine çalışmalarını sürdürmektedirler.Köyün ekonomik olarak gelişmesi için alışılagelmiş tarla bitkileri ekimi yerine meyvacılık ve sebzeciliğe yönelmesi ve klasik hayvancılık yerine modern besi ve mandracılığa meyil etmesi arzu edilmekte bu alanda çalışmalar sürdürülmektedir.Bunun yanı sıra tarım ve hayvancılığa dayalı sanayi yatırımlarının yapılması için araştırma ve fizibilite çalışamları yapılmaktadır. |
|
|
|
|
|
 |
|
ORTATEPE KÖYÜNDE ALT YAPI |
|
|
|
|
|
|
Köyde 1980 yılından itibaren elektrik verilmiş bulunmaktadır. Her iki mahalleye 1965 ve 1970 yıllarında ikişer çeşme yapılmış daha sonra bu çeşmelere gelen suyun yetersiz ve sağlıksız olması nedeniyle 1990 yılında tekrar yeni bir su şebekesi yapılmış olup, her evde son derece sağlıklı ve kaliteli içme suyu bulunmaktadır. 1998 yılında ise her eve sabit telefon hizmeti ve 2006 yılından itibaren hızlı internet hizmeti verilmiştir. Ayrıca köyümüzde 1999 yılından itibaren Telsim, 2000 yılından itibaren Avea ve kısmen olsa da 2001 yılından itibaren Turkcell kapsama alanına girmiş bulunmaktadır.Köyü ilçeye bağlayan yol ise 2002 yılında asfaltlanmış bulunmaktadır.
Gerek ilçeye yakın olması ,gerekse uygun coğrafik ve iklim şarlarının yanı sıra bütün kamu hizmetlerinin eksiksiz olarak verilmiş olması nedeniyle Ortatepe Köyü yaşanmaya değer bir safiye yeri olup ,gün geçtikçe emeklilerimizin ilgi odağı haline gelmektedir.Her yıl düzenlenen Geleneksel Bahar Bayramı, köyün birlik beraberliği ile gelişimine katkı sağladığı görülmektedir.
|
|
|
|
|