|
 |
|
Sözler bazen bir hazine bazen dermansız bir dert tipi |
|
|
|
|
|
 |
|
unutulmaya yüz tutmuş sünnetler |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Unutulmaya yüz tutmuş sünnetler
Bir hadisi şerifte "Ahir zamanda unutulan sünnetimi ortaya çıkarana (uygulayana) yüz şehit sevabı verilecektir." (Kütüb-i Sitte) "Bu müjde hepimize yeter
Müsafeha etmek (iki müminin karşılaştıkları zaman toka yaparak salavat okumaları)
- Sakalın dudaktan itibaren bir tutam olması
- Kıymetsiz yerlere girerken sol ayakla girilip, sağ ayakla çıkılması (tuvalet)
- Mübah olan yerlere sağ ayakla girilip sağ ayakla çıkılması
- Namazları başı açık kılmamak
- Abdestte ayakları üç defa yıkamak
- Pantolonu katlayıp koymak
- Pantolonu oturarak giymek
- Yolculukta arkadaşlarından birini reis seçmek
- Ölen kimsenin kılmadığı namazlar için iskatın yapılması için vasiyet etmesi
- İstişare etmek
- Sakal ve bıyık bırakmak
- Çevreyi temizlemek
- Çıplak ayakla namaz kılmamak
- Abdest aldıktan sonra kıbleye dönüp su içmek
- Suyu üç yudumda ve oturarak içmek
- Kabe’ye dönerek başında besmele sonunda hamd ederek başı kapalı olarak içmek
- Bıyıkları kaşlar kadar uzatmak
- Kabristandan geçerken selam vermek ve on bir İhlas okumak
- Ölüye definden sonra telkin vermek
- İslam nikahı kıymak
- Tırnak kesmeye şahadet parmağından başlamak
- Tırnağını Cuma günü kesmek
- Yatarken sağ tarafına yatmak
- Abdestli yatmak
- Yemeğe tuz ile başlamak
- Sofrada sirke bulundurmak
- Ayakkabıyı giymeden önce ters çevirmek
- Uşur vermek (Farz)
- Ezanın yüksekte okunması
- Sabah ve ikindi namazından sonra istiğfar okumak
- Yemeğe konan sineği kovalamayıp üzerine bastırmak (bir kanadında zehir diğer kanadında panzehir)
- Her gün ölümü düşünmek
- Gözlere sürme çekmek yatarken
- Salavat okumak (Ömründe bir defa okumak farz, İsmi duyunca vacip, her seferinde ismi duyulunca müstehap)
- Her gün tövbe etmek
- Kabirleri ziyaret etmek
- Güneş doğduktan sonra bir miktar uyumak
- Yolda başı öne eğik yürümek
- Biri seslendiğinde seslenene doğru bütün vücudu ile dönmek
- Abdest aldığında ve mescide girdiğinde namaz kılmak
- Misvak kullanmak
- Cuma günü gusül abdesti almak
- Güzel koku sürünmek
- Oturarak küçük abdest bozmak (Ayakta bozmak tahrimen mekruhtur)
- Abdest bozarken kıbleye dönmemek. Yemek yerken düşen lokmayı alıp yemek
- Yemekten sonra baş parmağını yalamak
- Yemekte sağ ayağı dikip sol ayak üzerinde oturmak (Askerde avcı oturuşu)
- Yemekte güzel şeylerden bahsetmek (Yemekte konuşulmaz lafının aslı yoktur)
- Buğday ekmeğine arpa unu karıştırmak
- Günde iki öğün yemek
- Cevizi peynirle yemek (Şifadır). Üzümle ekmek yemek
- Başka bir şehre gittiğinde ilk önce soğan yemek
- Ölüm halinde su içirmek
- Cenaze namazı için tesbih çekmeyi terk etmemek
- Cenaze namazından sonra ayakta dua yapmamak
- Kabir üzerine su dökmek. Kabri balık sırtı yapmak
- Cenaze evine yemek göndermek
- Kabristana selam vermek (Essalamü aleyküm ya ehlel kubur)
- Aksıranın Elhamdülillah deyince duyanın Yerhamükellah demesi
- Namazda kıyamda iken rükuya eğilirken sol ayağı sağ ayağın yanına getirmek
- Namazda sol ayak üzerine oturmak sağ ayağı dikmek
- Gömleğin düğmelerini aşağıdan yukarı doğru iliklemek, Çözerken yukarıdan aşağı doğru çözmek
- Camide namaz bittikten sonra çıkarken el sıkışıp 3 kez sallayarak tokalaşmak (İmam-ı Gazali -Hüccetül İslam -Sabah Namazının Kılınış Babı)
- Namazda Rükuya giderken erkeğin sırtının dümdüz olması, kadınınki düze yakın ama tam düz olmaması (İmam-ı Gazali -Hüccetül İslam -Namazın Sünnetleri)
- Camiye girerken birileri varsa selam vermek yoksa Esselamu Aleyna ve Ala iba dilla hissalihiyn demek.
- Ezan okunurken durmak. Gidebiliyorsa camiye koşmak.
- Duş aldıktan sonra çıkarken ayaklarını yıkamak.
- İmanını sık sık tazelemek. Bunun nasıl olduğunu sahabe-i kiram Efendimiz (S.a.v)'e sorduklarında "La İlahe İllallah diyerek" buyurmuşlardır. (İmam Gazali -Mukafeşetük Kulb)
- Allah Resulü Efendimiz her gece yatmadan evvel iki elini açarak birleştirir, ihlas, felak va nas surelerini okuyarak ellerinin içine üfler sonra başından ve yüzünden başlayarak üç defa elinin eriştiği kadarıyla bütün vücudunu sıvazlar ondan sonra yatardı. Hz Aişe Validemiz Efendimizin bunu her gece üç defa yaptığını rivayet etmektedir.
http://daghestan.tr.gg/------Ana-Sayfa.htm |
|
|
|
|
|
|
 |
|
Dost Siteler |
|
|
|
|
|
 |
|
ORTATEPE KÖYÜ TARİHİ |
|
|
|
|
|
|
600 yıllık Osmanlı imparatorluğunun ileri uç kalesi olan Kafkasya’nın Dağıstan bölgesinde yaşayan atalarımız İmparatorluğun zaafiyete uğramasıyla 19.yüzyılda amansız bir Rus istilasına maruz kalmışlardır.Her türlü imkansızlığa rağmen,sayı ve silah bakımından kuvvetli olan Rus ordularına karşı din,namus,vatan ve haysiyetleri uğruna cihat ilan eden Şeyh Şamil önderliğinde 36 yıl gibi uzun bir süre kahramanca savaşan atalarımız,Osmanlı İmparatorluğundan beklenilen yardım kendilerine zamanında ulaşmaması nedeniyle gelişen olumsuz şartlar nedeniyle istemeyerek mücadeleyi bırakmak zorunda kalmışlardır. Ancak Rus esaretinde yaşamaktansa kutsal topraklar addettikleri Osmanlı İmparatorluğuna göç etmeyi tercih eden atalarımız 1859 yılından itibaren akın,akın göç etmeye başlamış ve yazın Kahramanmaraş ili Göksun ilçesinin 5 Km kuzeyinde yer alan Deve Mağarasında konaklamışlar , kışın ise Andırın üzerinden Adana Çukurova Ovası göç etmişler ve şekilde 5 yıl göçebe hayatı yaşamışlarıdır.
Kafkasya’da yüksek dağların eteğinde bulunan yaylalarda yaşamaya alışmış olan bu insanlar ; aşırı sıcak ve sivrisineği ile ün salmış Çukurovasında yaşamaktansa anavatanlarındaki yaşam tarzlarına uygun olan Göksun ovalarında yaşayıp yerleşmeyi tercih etmişlerdir .O zamanlardaki isimleriyle Tetir, Kırcainek ve Hevlekli dağlarının ortasında yer alan tepenin eteklerinden arazi satın almışlar ve1862 yılında yerleşik hayata geçmek amacıyla ilk evin temelinin atmışlardır.Yerleşim yeri olarak seçilen tepenin yukarıda bahsedilen dağların arasında yer almasından dolayı Ortatepe denilmesi nedeniyle aynı isim köyede verilmiştir.Kuralan köyün ismi o tarihten itibaren Ortatepe olmuştur.Müslüman müslümanın kardeşidir pirensibiyle atalarımıza kucak açan Anadolu insanlarının yardım ve destekleriyle bu toprakları yurt edinmişlerdir.Ortatepe köyü işte bu yiğit insanların kurduğu ve halen torunlarının yerleşik halde yaşadığı şirin bir köydür. |
|
|
|
|
|
 |
|
ORTATEPE KÖYÜ ANA DİLİ |
|
|
|
|
|
|
Ortatepe Köylülerinin ana dili şu anda Dağıstan’da konuşulmakta olan Avar Dili’dir.Anadillerinde kendilerini Maarulav (Dağlı) olarak adlandıran Ortatepeliler Kafkasyanın yerli halklarından olan Avarlardandır.Köyde sürekli ikamet edenlerin tamamı Avar kökenlidir. Değişik amaçla köye gelenlerin geçici meskenlerde yaşadıkları ve işlerinin bitiminde köyden ayrıldıkları görülür.Köyde hala anadil olan Avarca konuşulmakta olup, yeni nesilde azalan oranda anadillerini kullanma eğilimi görülmektedir.Bu şekilde devam etmesi halinde yakın tarihte Avarca’nın unutulması kaçınılmaz görülmektedir. İLK KÖYÜ KURANLAR Köyü ilk kuranlar 16 kişi idiler.bunların bilinen önde gelenleri ise1859 yılında başlayan göçle birlikte Göksun ovasına gelen Abdulkerim, Davut, Ali, Hacımehmet, Ramazan, İsmail, Mehmet ve Şamsu aileleridir.Bir kaç ailede 93 harbinden sonra gelmişlerdir. |
|
|
|
|
|
 |
|
ORTATEPE KÖYÜ EKONOMİK DURUMU |
|
|
|
|
|
|
1980 yılına kadar tarım ve hayvancılıkta önemli bir yere sahip olan Ortatepe Köyü ,son zamanlarda gençlerin eğitim ve kendi işlerini kurmak amacıyla köyden ayrılmaları ve bir daha geri dönmemeleri nedeniyle köyde tarım hayvancılık eski cazibesini kaybetmiştir.Ancak köyde yerleşik olarak hayatlarını sürdürenler küçük çaplı olsa da tarla bitkileri ve hayvancılık üzerine çalışmalarını sürdürmektedirler.Köyün ekonomik olarak gelişmesi için alışılagelmiş tarla bitkileri ekimi yerine meyvacılık ve sebzeciliğe yönelmesi ve klasik hayvancılık yerine modern besi ve mandracılığa meyil etmesi arzu edilmekte bu alanda çalışmalar sürdürülmektedir.Bunun yanı sıra tarım ve hayvancılığa dayalı sanayi yatırımlarının yapılması için araştırma ve fizibilite çalışamları yapılmaktadır. |
|
|
|
|
|
 |
|
ORTATEPE KÖYÜNDE ALT YAPI |
|
|
|
|
|
|
Köyde 1980 yılından itibaren elektrik verilmiş bulunmaktadır. Her iki mahalleye 1965 ve 1970 yıllarında ikişer çeşme yapılmış daha sonra bu çeşmelere gelen suyun yetersiz ve sağlıksız olması nedeniyle 1990 yılında tekrar yeni bir su şebekesi yapılmış olup, her evde son derece sağlıklı ve kaliteli içme suyu bulunmaktadır. 1998 yılında ise her eve sabit telefon hizmeti ve 2006 yılından itibaren hızlı internet hizmeti verilmiştir. Ayrıca köyümüzde 1999 yılından itibaren Telsim, 2000 yılından itibaren Avea ve kısmen olsa da 2001 yılından itibaren Turkcell kapsama alanına girmiş bulunmaktadır.Köyü ilçeye bağlayan yol ise 2002 yılında asfaltlanmış bulunmaktadır.
Gerek ilçeye yakın olması ,gerekse uygun coğrafik ve iklim şarlarının yanı sıra bütün kamu hizmetlerinin eksiksiz olarak verilmiş olması nedeniyle Ortatepe Köyü yaşanmaya değer bir safiye yeri olup ,gün geçtikçe emeklilerimizin ilgi odağı haline gelmektedir.Her yıl düzenlenen Geleneksel Bahar Bayramı, köyün birlik beraberliği ile gelişimine katkı sağladığı görülmektedir.
|
|
|
|
|